Eğitimde Yapay Zeka Destekli Kişiselleştirme: Gerçek mi Efsane mi?

Sürekli gelişen eğitim ortamında, Üretken Yapay Zeka'daki (Gen AI) çığır açan gelişmelerle şekillenen yeni bir ufuk ortaya çıkıyor. Dönüştürücü bir çağın eşiğinde dururken (gelecek şimdi!), Gen AI'nın öğrenme, öğretme ve engin bilgi okyanusuyla etkileşim kurma şeklimizi yeniden şekillendirmedeki çok yönlü rollerini ve potansiyel etkilerini keşfetmek çok önemlidir. Brask Ekibi'nin bu blog yazısı dizisi, yapay zekanın eğitim alanını sadece geliştirmekle kalmayıp devrim yaratmasının sayısız yolunu ortaya çıkarmaya adanmıştır.

Brask Education, öğrenme deneyimlerinin yeniden tanımlanmasında öncü olarak ortaya çıkmaktadır. Bu dönüşüm, genellikle arkaik olarak kabul edilen ve öncelikle geleneksel gösteri, uygulama ve anlama yaklaşımına dayanan bir eğitim sisteminde özellikle kritik öneme sahiptir. Yapay zekanın eğitim sistemlerine entegrasyonu sadece bireysel öğrenme stillerine uyum sağlamakla ilgili değildir; her öğrenciyi hedeflerine ulaşmak için ihtiyaç duydukları araçlarla donatan özel bir eğitim yolculuğu yaratmakla ilgilidir. Bu kişiselleştirilmiş yaklaşım, her öğrencinin önceden tanımlanmış bir kalıba uyarak değil, ihtiyaçlarına ve isteklerine göre hazırlanmış benzersiz bir öğrenme yoluna sahip olarak gelişmesini ve başarılı olmasını sağlayarak daha verimli ve dinamik bir öğrenme ortamını kolaylaştırır. Dijital eğitim, formatı değiştirirken geleneksel yöntemleri büyük ölçüde sürdürmüştür, ancak Brask yeni bir çığır açmaya çalışmaktadır.

Küresel eğitim teknolojisi pazar büyüklüğünün 2023'ten 2030'a kadar %13,6'lık bir YBBO ile büyüyerek 2030 yılına kadar 348,41 milyar ABD dolarına ulaşması beklenmektedir.

McKinsey & Company tarafından yapılan bir araştırma, yapay zeka destekli eğitim teknolojilerinin yüksek ve düşük performanslı öğrenciler arasındaki başarı farkını %20'ye kadar azaltma potansiyeline sahip olduğunu ortaya koyuyor.

İçerik Oluşturucuları Güçlendirmek: En Önemli Şeylere Odaklanmak

Brask'ın misyonunun temelinde devrim niteliğinde bir kavram yatmaktadır: eğitim ortamını öğrencinin etrafında dönecek şekilde yeniden şekillendirmek. Bu yaklaşım, her bireyin benzersizliğini kabul eder, farklı bağlamlarını, geçmişlerini ve öğrenme stillerini kucaklar. Kişiselleştirilmiş öğrenme yollarına öncelik vererek, öğrencilerin eğitim yolculuklarını kendi bireyselliklerine uygun bir şekilde yönlendirmelerini sağlıyoruz. Öğrenci merkezli bu model, eğitimin herkese uyan tek bir çözüm değil, her öğrenciyle birlikte gelişen özel bir deneyim olduğu daha ilgi çekici, etkili ve kapsayıcı bir öğrenme ortamını teşvik eder.

Eğitimde 'kişiselleştirme' kavramı, popülerliğine rağmen sınırlı pratik uygulaması olan bir terimdir. Brask, bu kavramı yalnızca benimsemekle kalmayıp hem çevrimiçi hem de çevrimdışı alanlarda hayata geçirerek farklılaşıyor. Şirket, yapay zekanın öğrenme yolculuğunu sadece taklit etmekle kalmayıp geliştirme ve bireyselleştirme potansiyelinin farkına varmıştır. Yakın gelecekte, dünya çapında eğitimi demokratikleştirmeye yönelik planlarımızı sunacağız ve bu serinin sonraki makalelerinde örnekleri inceleyeceğiz.

Pavel LoutskerBrask Education'ın Baş Ürün Sorumlusu, şirketin eğitime yönelik çift yönlü yaklaşımını özetliyor.

Pavel Loutsker

Brask Education'da Baş Ürün Sorumlusu

İlk hedefimiz, eğitim içeriğini her öğrencinin kendine özgü ihtiyaçlarını ve isteklerini karşılayacak şekilde uyarlamaktır," diye açıklıyor Loutsker. "Bir kullanıcı ister yoğun bir hafta sonu çalışmasına dalıyor isterse günlük öğrenme seanslarını tercih ediyor olsun, yapay zeka teknolojimiz bu değişen stillere sorunsuz bir şekilde uyum sağlayacak şekilde tasarlanmıştır.

Öğrenme Yolculuğunu Uyarlamak: Eğitimde Kişiselleştirme ve Adaptasyonun Gücü

Brask & Rask AI, kişiselleştirmenin ötesinde eğitimin demokratikleşmesini de savunuyor. Rask AI, yapay zekayı kullanarak öğrenme araçlarının sadece eşit bir şekilde dağıtıldığı değil, aynı zamanda küresel nüfusun çeşitli ihtiyaçlarına sezgisel olarak uyarlanabildiği kapsayıcı bir ortam yaratıyor. Bu yaklaşım, belirli kesimleri hedef alan çözümler yaratma gerekliliğini ortadan kaldırarak eğitime erişimi genişletiyor.

Dijital pazarlama, özellikle yapay zeka odaklı çeviri ve yerelleştirme araçlarına odaklanan EdTech platformlarının öğretmenlere ve öğrencilere ulaşmasına ve etkili bir şekilde hizmet vermesine yardımcı olmak için çok önemlidir.

Küresel EdTech Dil Çeşitliliği Sıralaması 2023'e göre, 7100'den fazla dilin bulunduğu bir dünyada, çevrimiçi eğitim platformları ortalama olarak yalnızca 9 dil kullanmaktadır. Bu, çevrimiçi dil kullanımında büyük bir uçurum olduğunu gösteriyor ve bu platformların gerçekten ne kadar kapsayıcı olduğunu düşünmemizi istiyor. 

Brask ve Rask AI gibi platformlar, eğitimdeki dil sınırlamalarını ele alarak kapsayıcılığa doğru bir değişime öncülük ediyor. Artık öğrenciler, geleneksel dil engellerini yıkarak eğitim içeriğine tercih ettikleri herhangi bir dil veya lehçede erişebiliyor. Bu yaklaşım yalnızca kitleyi genişletmekle kalmıyor, aynı zamanda katılımı ve öğrenme etkinliğini derinleştirerek eğitimi daha erişilebilir ve kişiselleştirilmiş hale getiriyor.

Eğitim istatistiklerinde en son yapay zekayı keşfedin YZ eğitim pazarındaki eğilimleri anlamak için. İnsanların yapay zeka ile oluşturulmuş öğrenme içeriklerini insan eliyle oluşturulmuş materyallere kıyasla nasıl algıladıklarına ilişkin verileri inceleyin. 30'dan fazla uzmanın görüşleri ve yapay zeka araçlarına genel bakışımızla yapay zekanın eğitimde nasıl kullanılacağını öğrenin.

Başarıya Rehberlik Etmek: Eğitimde Destek, Motivasyon ve Hızlı Geri Bildirimin Rolü

Bu yeni paradigmada geleneksel öğretmenin rolü azalmamakta, aksine artmaktadır. Brask, özellikle erken çocukluk eğitiminin kritik aşamalarında sosyal becerilerin kazandırılmasında insan eğitimcilerin yeri doldurulamaz değerini kabul etmektedir. Bununla birlikte, öğretim için yalnızca insan kaynaklarına güvenmenin ekonomik zorluğuna da değiniyorlar. Yapay zeka, eğitimde insan dokunuşunun yerini almaktan ziyade onu tamamlayan uygun maliyetli bir alternatif olarak ortaya çıkmaktadır.

Toplam gelirin yıllık %11,66'lık bir büyüme oranı (CAGR 2022-2027) göstermesi ve 2027 yılına kadar 10,71 milyar ABD$'lık bir pazar hacmine ulaşması beklenmektedir.

Bu yenilikçi yaklaşım, Brask ve Rask AI'yi sadece şirket olarak değil, aynı zamanda öğrenmeyi sadece daha erişilebilir değil, aynı zamanda hızla değişen bir dünyanın ihtiyaçlarına daha uygun hale getirmeye çalışan eğitim teknolojisi alanında öncüler olarak konumlandırıyor. Gelişmiş yapay zekayı eğitim uygulamalarına entegre etme konusundaki kararlılıkları, daha kapsayıcı ve uyarlanabilir bir öğrenme ortamına doğru önemli bir adımdır.

Lasse Rouhiainen

Harvard Business Review Yazarı

Yapay zeka tabanlı öğrenme sistemleri, profesörlere öğrencilerinin öğrenme stilleri, yetenekleri ve ilerlemeleri hakkında faydalı bilgiler verebilir ve öğretim yöntemlerini öğrencilerin bireysel ihtiyaçlarına göre nasıl özelleştirebileceklerine dair öneriler sunabilir. Örneğin, bazı öğrenciler öğrenme güçlükleri veya ayak uydurmak için ekstra dikkat veya özel ders gerektiren zorluklar yaşıyor olabilir. Diğerleri ise entelektüel açıdan zorlanmayacakları kadar hızlı ilerliyor olabilir ve ek çalışma materyalleri veya ödevlerden faydalanabilirler. Bu varsayımsal senaryoların her ikisinde de, yapay zeka öğrenme sistemleri öğrencilerin tam potansiyellerine ulaşmalarına yardımcı olacak ve muhtemelen uygun düzeltici önlemlerin alınmasına izin verecek kadar erken sorunları tespit ederek okulu bırakmalarını önleyecektir.

Kaynak

‍

Brask'ın Vizyonu: Öğrenmenin Günlük Yaşamla Zahmetsizce Birleştiği Bir Ortamın Teşvik Edilmesi

Eğitimde modernleşme çabası, önemli bir etki yaratmaya hazır bir teknoloji olan yapay zekanın stratejik entegrasyonunu gerektiriyor. Örneğin, özellikle çocuklar ve ergenler için hayati önem taşıyan eğitimin temel taşlarından biri olan öğretmenle yirmi dakikalık doğrudan etkileşimi düşünün. Bu doğrudan insan etkileşimi, yapay zekanın taklit edemeyeceği bir eğitim ortamını beslediği için yeri doldurulamaz.

International Data Corporation'a (IDC) göreEğitimde AR ve VR için yapılan küresel harcamaların 2023 yılına kadar 13,8 milyar dolara ulaşacağı tahmin ediliyor ve bu da eğitimde sürükleyici teknolojilerin artan öneminin altını çiziyor. Yapay zekaya ek olarak, sanal gerçeklik (VR) ve artırılmış gerçekliğin (AR) entegrasyonu da büyük umut vaat ediyor.

Bununla birlikte, yapay zeka, öğrenme yolculuğunun belirli yönlerinde dönüştürücü bir rol oynama potansiyeline sahiptir. Örneğin, öz değerlendirme ve ev ödevi alanlarını ele alalım. Geleneksel olarak eğitimciler tarafından tasarlanan bu alanlar, YZ'nin dinamik ve etkileşimli yetenekleri ile devrim yaratabilir. YZ'nin ilgi çekici, oyun benzeri senaryolar veya sürükleyici öğrenme deneyimleri oluşturma uygulaması, öğrenciler için kavrama ve akılda tutmayı önemli ölçüde artırabilir.

Öğretimde Devrim: Yapay Zekanın Eğitimcilerin İdari İşlerinin %90'ını Üstlenme Yeteneği

Yapay zeka, sınıf sınırlarının ötesinde, bir öğretmenin etki alanını önemli ölçüde genişletme potansiyeline sahiptir. Öğrencilerin yalnızca insan öğretmenleriyle değil, aynı zamanda yapay zeka destekli eğitim asistanlarıyla da etkileşime girmelerine olanak tanıyarak, devam eden bir eğitim diyaloğunu teşvik eder. YZ'nin eğitim çerçevesine entegrasyonu, geleneksel öğretmen-öğrenci bağının yerini almayı değil, öğrenme deneyimini zenginleştirmeyi ve çeşitlendirmeyi amaçlamaktadır. Bu, öğrencilerin çeşitli öğrenme tercihlerine ve stillerine göre uyarlanmış geleneksel öğretim yöntemlerinin ve en son teknolojik gelişmelerin uyumlu bir karışımını içerir.

İnsan öğretmenler ve yapay zeka arasındaki denge düşünüldüğünde, geleneksel öğretim rollerinin büyük bir kısmının, özellikle de idari görevlere odaklananların, Üretken Yapay Zeka tarafından etkin bir şekilde ele alınabileceği düşünülebilir. Bu, insan eğitimcilerin önemini azaltmaz, ancak mevcut öğretim rollerinin önemli bir kısmının doğası gereği daha idari olduğunu vurgular. Üretken YZ, bu idari işlevleri yetkin bir şekilde yerine getirebilir ve potansiyel olarak eğitim çıktılarına zarar vermeden bu rollerin %90'ının yerini alabilir. Bununla birlikte, eğitimcilerin geri kalan %10'u, öğretim ve mentorluk sürecine derinden dahil olanlar, kritik öneme sahiptir. Bu evrimleşmiş eğitim modelinde teknoloji, eğitimcilerin yerini almaktan ziyade yardımcı pilot görevi görür.

Bu model, özellikle canlı bir öğretmenin varlığının çok önemli olduğu 11-12 yaşına kadar olan çocukların eğitiminde geçerlidir. Bu genç öğrenciler için, sadece bilgi değil aynı zamanda duygusal destek ve rehberlik de sağlayan öğretimdeki insan unsuru vazgeçilmezdir. Bu bağlamda yapay zeka, kişiselleştirilmiş öğrenme araçları ve kaynakları sunarak eğitim sürecini geliştirmeye ve desteklemeye hizmet eder, ancak erken çocukluk eğitiminde insan etkileşiminin değerini azaltmaz.

McKinsey&Company

Araştırma Ajansı

Mevcut araştırmamız, mevcut öğretmen saatlerinin yüzde 20 ila 40'ının mevcut teknoloji kullanılarak otomatikleştirilebilecek faaliyetlere harcandığını göstermektedir. Bu da öğretmenlerin haftada yaklaşık 13 saatlerini daha yüksek öğrenci çıktıları ve daha yüksek öğretmen memnuniyeti sağlayan faaliyetlere yönlendirebilecekleri anlamına gelmektedir. Kısacası, araştırmamız mevcut teknolojinin öğretmenlerin zamanlarının yüzde 20 ila 40'ını öğrenci öğrenimini destekleyen faaliyetlere ayırmalarına yardımcı olabileceğini göstermektedir.

Kaynak

‍

Rask AI tarafından hazırlanan 2023 Küresel EdTech Dil Çeşitliliği Raporunu Keşfedin: Dijital eğitimde dil kapsayıcılığına ilişkin kritik bulguları ortaya koyan bu rapor, Siri'nin etkileyici 21 dillik repertuarı ile çoğu eğitim platformu tarafından sunulan ortalama 9 dil arasındaki eşitsizliği vurgulamaktadır. Dilsel açıdan daha çeşitli bir EdTech ortamına doğru bir yol çizerken, bu anlayışlı analize dalın.

Rask Yapay zeka, herhangi bir eğitim videosunun 130'dan fazla dile çevrilmesini sağlayarak eğitim dünyasında devrim yaratıyor. Bu dönüştürücü yetenek, eğitimcilerin farklı öğrenci gruplarında yankı uyandıran dersler planlamasını ve paydaşların dil engellerini aşmasını sağlıyor. Ayrıca Rask AI, verilerin toplanmasını ve analizini basitleştirerek karmaşık süreçleri kolaylaştırır ve daha erişilebilir hale getirir.

Özel ihtiyaçları olan öğrenciler için Rask AI, birden fazla dilde altyazı oluşturma özelliği sunarak tüm öğrenciler için kapsayıcılık ve erişilebilirlik sağlar. Öğrenme deneyimlerini kişiselleştirmek, öğrencilerin daha etkili bir şekilde katılımını sağlamak ve eğitim iş akışlarını optimize etmek için özel olarak tasarlanmış, yapay zeka destekli son teknoloji çözümleri entegre etmeye kararlıyız. 

Üretken Yapay Zeka, alıştırma soruları ve özetler gibi rutin eğitim içeriklerinin oluşturulmasını otomatikleştirerek EdTech sektöründe devrim yaratıyor. Bu değişim, eğitimcilerin ve içerik oluşturucuların eleştirel düşünme egzersizleri ve etkileşimli öğrenme deneyimleri geliştirmek gibi öğretimin daha karmaşık ve benzersiz yönlerine odaklanmalarına olanak tanıyor.

Brask Education'ın Baş Ürün Sorumlusu Pavel Loutsker, Üretken Yapay Zekanın sektöre entegrasyonu konusunda kışkırtıcı bir duruş sergiliyor. Loutsker, rutin içerik oluşturmanın otomatikleştirilmesinde yapay zekanın ortaya çıkışının önemli bir dönüm noktası olduğunu, eğitimcileri yeteneklerini karmaşık öğrenme stratejileri geliştirmeye ve eleştirel düşünmeyi teşvik etmeye yatırmaları için özgürleştirdiğini öne sürüyor. Loutsker'in görüşleri, eğitim içeriğinin özgünlüğünün doğası üzerine bir tartışmayı ateşliyor. Özgünlüğün, materyalin tamamen yeni olmasını gerektirmediğini ileri sürüyor. Ona göre, kursun bir kısmı, örneğin %20'si, eğitimcinin benzersiz içgörülerini ve yaratıcı vizyonunu içeriyorsa, bu değerli bir katkıdır. Geri kalan, genellikle türev veya yeniden düzenlenmiş içerik, yapay zeka ile verimli bir şekilde bir araya getirilebilir.

Loutsker'in düşünceleri bizi eğitimde inovasyon için bazı ölçütleri yeniden gözden geçirmeye davet ediyor ve öğrenme deneyimlerinin nasıl tasarlanıp sunulduğuna dair bir değişimi vurguluyor. Yaratıcının yaratıcılığını yapay zekanın hünerleriyle harmanlama fikri, pedagojik yaratıcılık ve teknolojinin bu konudaki rolü üzerine gelecekteki söylemi çok iyi şekillendirebilir.

2024'e doğru ilerlerken, teknolojinin sadece eğitimi geliştirmekle kalmayıp aynı zamanda uçurumları nasıl kapatabileceğini, kültürleri nasıl birbirine bağlayabileceğini ve herkes için daha kapsayıcı bir öğrenme ortamı yaratabileceğini göstererek bu gelişmeleri eylem halinde sergilemekten heyecan duyuyoruz.

Eğitim konusunda tutkuluysanız ve ekibimizin bu alandaki en son yeniliklerinden haberdar olmak istiyorsanız, bültenimize abone olmayı unutmayın.